İçeriğe geç

Aile hukuku hakkında bilinmeyenler nelerdir?

Aile hukuku nedir?

Aile hukuku, aileye ilişkin konularla ilgilenen, medeni hukukun kapsamı içinde yer alan bir hukuk dalıdır. Aile hukukunun başlıca konuları nişanlanma, evlenmenin koşulları ve hükümleri, boşanmanın koşulları ve sonuçları, mal rejimleri, aile konutu, soybağı, evlat edinme, velayet, çocuğun nafaka hakkı, vesayet, kayyımlık, yasal danışmanlık, yardım nafakasıdır. Kadın hakları ve çocuk hakları, başlı başına ayrı inceleme alanı oluştursa da aile hukukunun da ilgi alanı içindedir. Aile hukukunun dalları başlıca bunlar olmakla birlikte aile hukuku çok geniş bir yelpazeye sahiptir. Aile hukuku toplumun temeli olan aileyi incelediği için sıklıkla uyuşmazlıklara neden olmaktadır. Bu nedenle de dava yelpazesi oldukça geniştir.

Kayıtlı ya da kayıtsız yaşam arkadaşlıkları da aile hukukunun konusu içinde yer alır. Kayıtsız yaşam arkadaşlığı Türk hukukunda düzenlenmemiştir. Evlilik dışı yaşam arkadaşlığına bağlanan herhangi bir hak bulunmaz, bununla birlikte çocuklar ister evlilik içinde ister evlilik dışında doğsun eşit haklardan yararlanır.

Aile içi şiddet, taşıyıcı annelik, yapay döllenme, çocuk istismarı ve çocuk kaçırma gibi kadın hakları ya da çocuk hakları kapsamında ele alınan konular gerek uluslararası sözleşmelerde gerek iç hukukta özel olarak düzenlenmektedir.

Aile hukuku kapsamında Türk Medeni Kanunu’nda ve diğer bazı özel yasalarda düzenlenen konulara ilişkin uyuşmazlıklar aile mahkemelerinde görülür. Aile mahkemeleri, uzmanlık mahkemelerinden olup sosyal çalışmacı, ruhbilimci gibi alanda çalışan kişilerin yardımından yararlanıldığı mahkemelerdir. Ayrıca aile mahkemesi yargıçlarının atamasında da aile hukuku konusunda uzman olup olmadığına ve evli ya da çocuklu olup olmadığına bakılarak bu nitelikleri taşıyan kişiler atamada yeğlenir.

Baba hakları savaşımı gönüllüleri, aile hukukunun boşanma ve çocuk velayeti gibi konularda “kazan ya da yitir” politikasına sıkı sıkıya bağlı kalmasını eleştirmektedirler. Farklı ülkelerdeki yasal düzenlerde taraf konumunda bulunan uluslararası kişiler; çocuk kaçırma, velayet ve ilişki gibi konularda güç sorunlarla boğuşmaktadırlar. Uluslararası insan hakları anlaşmaları ve Hague sözleşmesi de bu sorunları öne çıkarmaktadır.

Aile Mahkemesinin Amacı ve Görevleri Nelerdir?

Aile mahkemesinin amacı; ailenin, çocuğun ve engellilerin korunmasını sağlamaktır.

Aile mahkemesinin görevi, genel olarak, aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlere bakmak olup Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir;

Aile mahkemeleri, aşağıdaki dava ve işleri görürler:

1. 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre ailehukukundan doğan dava ve işler,

2. 20.5.1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi,

3. Kanunlarla verilen diğer görevler.”

Aile hukunun bilinmeyen yönleri

Aile hukukunda özellikle de boşanma sürecinde toplum tarafından yanlış bilinen yönler çok fazla sayıdadır.Öncelikle toplumumuzda davanın taraflarından biri eğer boşanmak istemiyorsa hakimin tarafları boşamadığı düşünülmektedir.Ancak hukuki açıdan durum bu şekilde değildir.Hakim boşanma nedenlerini ispat eden tarafın boşanma davasını kabul eder ve eğer karşı taraf boşanmak istemese bile boşanma gerçekleşir.Yani bir tarafın istememesi durumunda boşanmanın gerçekleşmeyeceği gibi bir olgu hukukumuzda söz konusu değildir.

Toplumumuzda bilinen bir diğer yanlış ise sadece kadına erkek tarafından nafaka ödeneceği konusundadır.Aile hukukumuzda kadın erkek fark etmeksizin boşanma ile yoksulluğa düşen taraf kendisi daha ağır kusurlu olmadıkça yoksulluk nafakasına hak kazanabilecek durumdadır.Aynı durum maddi ve manevi tazminat talepleri içinde geçerlidir.Sanılıyor ki boşanmada sadece erkek kadına tazminat ödemek zorunda halbuki Medeni Kanunumuzca gerekli şartlar sağlandığında kadında erkeğe maddi ve manevi tazminat ödeyebilir.Medeni Kanun’un aradığı şartlar erkekler içinde kadınlar içinde aynıdır. Nafaka bakımından kafa karışıklığı yaratan bir diğer durum ise çocuklar için ödenen iştirak nafakasıdır.Mahkeme iştirak nafakasına hükmetmekte; velayet küçük yaştaki çocuklar için çoğu zaman annede olduğu için nafakayı anne alıyor zannedilmektedir.Halbuki nafaka borçlusu baba tarafında ödenen nafaka çocuklara ödenmektedir.Bu durumda toplumumuzda yanlış anlaşılmalara yol açmaktadır.

Kafa kartışıklığına neden olan bir diğer konu ise;boşanma süreciyle beraber gündeme gelen mal paylaşım sürecidir.Eşlerin evlilik birliliğinde beraber edindikleri mallar boşanma srecinde tasfiye haline girmektedir.Bu tasfiye sürecinde eşler başka bir mal rejimini sözleşmeyle seçmedilerse eğer kanunumuzda geçerli olan mal rejimi edinilmiş mallara katılım rejimidir.Bu mal rejiminde de evlilik birliliğinde erkek eş edinilen malın parasını ödemiş olsa bile diğer eş evliliğin diğer sorumluluklarını yerine getirdiği için o mal üzerinde yarı yarıya hak sahibi olacaktır.Ancak halk arasında aldığımız malın parasını ben ödediğim için diğer tarafın bu mal üzerinde herhangi bir yok şeklinde bilinmektedir.Halbuki edinilmiş mallara katılma rejiminde tasfiye yukarıda anlattığım şekildedir.Bu durmda halk arasında yanlış bilinmektedir.

Aile hukukunun uygulama alanı çok geniş olmakla beraber kafa karışıklığına neden olan toplum tarafından çok bilinmeyen temel şeyler bunlardır.Yukarıda anlattığım konularla ilgili olarak yanlış yapmayıp hak kaybına uğramamanız adına mutlaka bir avukat eşliğinde Aile Hukukundan kaynaklı uyuşmazlığınızı çözümlemenizi tavsiye ederim.

Son yazılarımıza göz atmak için: Son Yazılar

Bizi sosyal medyadan takip edebilirsiniz: İnstagram

Bir yanıt yazın